Yûsuf, 12/67
Cüz
Hizb
Sayfa
67
وَقَالَ
ve dedi ki
يَا
ey
بَنِيَّ
oğullarım
لَا
تَدْخُلُوا
girmeyin
مِنْ
بَابٍ
kapıdan
وَاحِدٍ
bir
وَادْخُلُوا
(fakat) girin
مِنْ
اَبْوَابٍ
kapılardan
مُتَفَرِّقَةٍۜ
ayrı ayrı
وَمَٓا
ve
اُغْن۪ي
savamam
عَنْكُمْ
sizden
مِنَ
اللّٰهِ
Allah'tan gelecek
مِنْ
hiçbir
شَيْءٍۜ
şeyi
اِنِ
yoktur
الْحُكْمُ
(hiçbir) Hüküm
اِلَّا
dışında
لِلّٰهِۜ
Allah'ın
عَلَيْهِ
O'na
تَوَكَّلْتُۚ
tevekkül ettim
وَعَلَيْهِ
ve O'na
فَلْيَتَوَكَّلِ
tevekkül etsinler
الْمُتَوَكِّلُونَ
tevekkül edenler
Diyanet Vakfı Meali
Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah'tan başkasının değildir. (Onun için) ben yalnız O'na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar.
Suat Yıldırım Meali
Ve “Evlatlarım! ” diye ilave etti: “Şehre aynı kapıdan değil de, ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben ne yapsam, Allah'tan gelecek takdiri önleyemem. Zira hüküm yetkisi, yalnız Allah'ındır. Onun içindir ki ben ancak O'na dayanır, O'na güvenirim. Tevekkül edenler de yalnız O'na dayanıp güvenmelidirler. ”