Tevbe, 9/101
Cüz
Hizb
Sayfa
101
وَمِمَّنْ
ve vardır
حَوْلَكُمْ
çevrenizdeki
مِنَ
الْاَعْرَابِ
bedevi Araplardan
مُنَافِقُونَۜ
münafıklar
وَمِنْ
ve
اَهْلِ
halkından
الْمَد۪ينَةِ
Medine
مَرَدُوا
iyice alışmış
عَلَى
النِّفَاقِ
iki yüzlülüğe
لَا
تَعْلَمُهُمْۜ
sen onları bilmezsin
نَحْنُ
biz
نَعْلَمُهُمْۜ
onları biliriz
سَنُعَذِّبُهُمْ
onlara azabedeceğiz
مَرَّتَيْنِ
iki kere
ثُمَّ
sonra da
يُرَدُّونَ
onlar itileceklerdir
اِلٰى
عَذَابٍ
azaba
عَظ۪يمٍۚ
büyük
Diyanet Vakfı Meali
Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir.
Suat Yıldırım Meali
Çevrenizdeki bedevîlerden ve Medine ahalisinden öyle münafıklar vardır ki onlar nifak işinde mahir olmuşlardır. Pek sinsi hareket ettikleri için sen onları bilemezsin, ama Biz pek iyi biliriz. Biz onları çifte cezaya çarptıracağız. Sonra da müthiş bir azaba itileceklerdir. [63, 8]