Meal

Öğrenme

Dua ayetleri

Sözlük

Nûr, 24/40

Cüz

Hizb

Sayfa



اَوْ

yahut

كَظُلُمَاتٍ

karanlıklar gibidir

ف۪ي

içindeki

بَحْرٍ

bir deniz

لُجِّيٍّ

derin

يَغْشٰيهُ

ki üstünü örten

مَوْجٌ

bir dalga

مِنْ

-nden

فَوْقِه۪

onun üstü-

مَوْجٌ

bir dalga

مِنْ

-nden

فَوْقِه۪

onun üstü-

سَحَابٌۜ

bir bulut

ظُلُمَاتٌ

karanlıklar

بَعْضُهَا

onun biri

فَوْقَ

üstüne

بَعْضٍۜ

diğerinin

اِذَٓا

ne zaman ki

اَخْرَجَ

çıkarsa

يَدَهُ

elini

لَمْ

يَكَدْ

neredeyse

يَرٰيهَاۜ

onu dahi göremez

وَمَنْ

bir kimseye

لَمْ

يَجْعَلِ

vermemişse

اللّٰهُ

Allah

لَهُ

ona

نُورًا

bir nur

فَمَا

artık olmaz

لَهُ

onun

مِنْ

hiçbir

نُورٍ۟

nuru


    Diyanet Vakfı Meali

    Yahut (o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir; (öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nûr vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur.

    Suat Yıldırım Meali

    Yahut o kâfirlerin duygu, düşünce ve davranışları derin bir denizdeki yoğun karanlıklara benzer. Öyle bir deniz ki onu, dalga üstüne dalga kaplıyor. . . Üstünde de koyu bulut. Üst üste binmiş karanlıklar. . . İçinde bulunan insan, elini uzatsa nerdeyse kendi elini bile göremiyor. Öyle ya, Allah birine nûr vermezse artık onun hiçbir nûru olamaz. [2, 257; 6, 122]


Meal

Öğrenme

Dua ayetleri

Sözlük

Hakkında

v2.18.0

Giriş