Nisâ, 4/78
Cüz
Hizb
Sayfa
78
اَيْنَ
nerede
مَا
تَكُونُوا
olsanız
يُدْرِكْكُمُ
yine sizi bulur
الْمَوْتُ
ölüm
وَلَوْ
ve eğer
كُنْتُمْ
bulunsanız
ف۪ي
içinde
بُرُوجٍ
kaleler
مُشَيَّدَةٍۜ
sağlam
وَاِنْ
ve eğer
تُصِبْهُمْ
onlara erişirse
حَسَنَةٌ
bir iyilik
يَقُولُوا
derler
هٰذِه۪
bu
مِنْ
-ındandır
عِنْدِ
taraf-
اللّٰهِۚ
Allah
وَاِنْ
eğer
تُصِبْهُمْ
onlara erişirse
سَيِّئَةٌ
bir kötülük
يَقُولُوا
derler
هٰذِه۪
bu
مِنْ
-dendir
عِنْدِكَۜ
senin yüzün-
قُلْ
de ki
كُلٌّ
hepsi
مِنْ
-ındandır
عِنْدِ
taraf-
اللّٰهِۜ
Allah
فَمَالِ
ne oluyor ki
هٰٓؤُ۬لَٓاءِ
bu
الْقَوْمِ
topluma
لَا
يَكَادُونَ
yanaşmıyorlar
يَفْقَهُونَ
anlamaya
حَد۪يثًا
söz
Diyanet Vakfı Meali
Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa «Bu Allah'tan» derler; başlarına bir kötülük gelince de «Bu senden» derler. «Hepsi Allah'tandır» de. Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar!
Suat Yıldırım Meali
“Nerede bulunursanız bulunun: Sağlam, yüksek kulelerde, (hatta eflâke ser çeken) gökteki yıldız burçlarında bile olsanız, ölüm mutlaka size yetişir. ”Onlara bir iyilik ulaşınca “Bu, Allah'tandır” derler. Bir fenalık gelince “Bu, senin yüzündendir” derler. De ki: “Hepsi de Allah tarafındandır. ” Fakat bu adamlara ne oluyor da, söz anlamaya bir türlü yanaşmıyorlar? [55, 26; 3, 185; 21, 34; 7, 131]