Nisâ, 4/18
Cüz
Hizb
Sayfa
18
وَلَيْسَتِ
(geçerli) değildir
التَّوْبَةُ
tevbesi
لِلَّذ۪ينَ
kimselerin
يَعْمَلُونَ
yapan(ların)
السَّيِّـَٔاتِۚ
kötülükler
حَتّٰٓى
nihayet
اِذَا
zaman
حَضَرَ
gelip çattığı
اَحَدَهُمُ
kendilerine
الْمَوْتُ
ölüm
قَالَ
der
اِنّ۪ي
muhakkak ben
تُبْتُ
tevbe ettim
الْـٰٔنَ
şimdi
وَلَا
ve (değildir)
الَّذ۪ينَ
kimselerin
يَمُوتُونَ
ölenlere
وَهُمْ
olarak
كُفَّارٌۜ
kafir
اُو۬لٰٓئِكَ
işte
اَعْتَدْنَا
hazırlamışızdır
لَهُمْ
onlar için
عَذَابًا
bir azab
اَل۪يمًا
acı
Diyanet Vakfı Meali
Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca «Ben şimdi tevbe ettim» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.
Suat Yıldırım Meali
Yoksa makbul tövbe, kötülükleri yapıp edip de sonra kendilerinden birine ölüm gelip çattığında: “İşte ben şimdi tövbe ettim. ” diyenlerin tövbesi değil. Kâfir olarak ölen kimselerin tövbesi de değil. İşte öylesi kimselere, çok acı veren bir azap hazırladık.