Nisâ, 4/113
Cüz
Hizb
Sayfa
113
وَلَوْلَا
ve olmasaydı
فَضْلُ
lutfu
اللّٰهِ
Allah'ın
عَلَيْكَ
sana
وَرَحْمَتُهُ
ve acıması
لَهَمَّتْ
yeltenmişti
طَٓائِفَةٌ
bir grup
مِنْهُمْ
onlardan
اَنْ
يُضِلُّوكَۜ
seni saptırmağa
وَمَا
يُضِلُّونَ
onlar saptıramazlar
اِلَّٓا
başkasını
اَنْفُسَهُمْ
kendilerinden
وَمَا
يَضُرُّونَكَ
sana zarar veremezler
مِنْ
hiçbir
شَيْءٍۜ
şey
وَاَنْزَلَ
ve indirdi
اللّٰهُ
Allah
عَلَيْكَ
sana
الْكِتَابَ
Kitabı
وَالْحِكْمَةَ
ve hikmeti
وَعَلَّمَكَ
ve sana öğretti
مَا
şeyleri
لَمْ
تَكُنْ
olmadığın
تَعْلَمُۜ
biliyor
وَكَانَ
ve
فَضْلُ
lutfu
اللّٰهِ
Allah'ın
عَلَيْكَ
sana
عَظ۪يمًا
büyüktür
Diyanet Vakfı Meali
Allah'ın sana lütfu ve esirgemesi olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana gerçekten büyük olmuştur.
Suat Yıldırım Meali
Eğer senin üzerinde Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir zümre seni bile, hükümde şaşırtmaya yeltenmişlerdi. Fakat onlar yalnız kendi kendilerini şaşırtırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Nasıl zarar verebilirler ki Allah sana kitap ve hikmeti indirmekte ve sana bilmediklerini öğretmektedir. Gerçekten Allah'ın senin üzerindeki lütfu pek büyüktür. [42, 52-53; 28, 86]