Neml, 27/92
Cüz
Hizb
Sayfa
92
وَاَنْ
ve (emredildi)
اَتْلُوَ۬ا
okumam
الْقُرْاٰنَۚ
Kur'an
فَمَنِ
şimdi kim
اهْتَدٰى
yola gelirse
فَاِنَّمَا
elbette
يَهْتَد۪ي
yola gelmiş olur
لِنَفْسِه۪ۚ
kendi yararına
وَمَنْ
ve kim
ضَلَّ
saparsa
فَقُلْ
de ki
اِنَّمَٓا
elbette
اَنَا۬
ben
مِنَ
الْمُنْذِر۪ينَ
ancak uyarıcılardanım
Diyanet Vakfı Meali
91, 92. (De ki:) Ben ancak, bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam ve Kur'an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
Suat Yıldırım Meali
91, 92. De ki: Bana bu beldeyi muhterem ve mukaddes kılan ve her şey Kendisine ait olan Allah'a, yalnız O'na ibadet etmem emredildi. Keza bana Allah'a teslim olanların ilki olmam ve Kur'ân okumam da emredildi. Artık kim doğru yolu bulursa sırf kendisi için bulmuş olur. Kim de yoldan saparsa de ki: “Ben sadece uyarmakla görevli elçilerden biriyim. ” [106, 3-4; 3, 58; 28, 3; 13, 40]