Münâfikûn, 63/4
Cüz
Hizb
Sayfa
4
وَاِذَا
ve zaman
رَاَيْتَهُمْ
onları gördüğün
تُعْجِبُكَ
hoşuna gider
اَجْسَامُهُمْۜ
cisimleri
وَاِنْ
ve eğer
يَقُولُوا
konuşsalar
تَسْمَعْ
dinlersin
لِقَوْلِهِمْۜ
sözlerini
كَاَنَّهُمْ
onlar gibidirler
خُشُبٌ
odunlar
مُسَنَّدَةٌۜ
dayatılmış
يَحْسَبُونَ
sanırlar
كُلَّ
her
صَيْحَةٍ
bağırtıyı
عَلَيْهِمْۜ
kendi aleyhlerinde
هُمُ
onlar
الْعَدُوُّ
düşmandır
فَاحْذَرْهُمْۜ
onlardan sakın
قَاتَلَهُمُ
onları kahretsin
اللّٰهُۘ
Allah
اَنّٰى
nasıl da?
يُؤْفَكُونَ
döndürülüyorlar
Diyanet Vakfı Meali
Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?
Suat Yıldırım Meali
Onları gördüğünde kalıpları kıyafetleri senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. İçleri boş, ödlek olduklarından çıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeçiriliyorlar. [9, 30; 33, 19]