Mâide, 5/13
Cüz
Hizb
Sayfa
13
فَبِمَا
sebebiyle
نَقْضِهِمْ
bozmaları
م۪يثَاقَهُمْ
sözlerini
لَعَنَّاهُمْ
onları la'netledik
وَجَعَلْنَا
ve yaptık
قُلُوبَهُمْ
kalblerini
قَاسِيَةًۚ
kaskatı
يُحَرِّفُونَ
kaydırıyorlar
الْكَلِمَ
kelimeleri
عَنْ
مَوَاضِعِه۪ۙ
yerlerinden
وَنَسُوا
ve unuttular
حَظًّا
pay almayı
مِمَّا
şeyden
ذُكِّرُوا
öğütlenen
بِه۪ۚ
kendilerine
وَلَا
asla
تَزَالُ
daima
تَطَّلِعُ
muttali olursun
عَلٰى
üzerinde (olduklarına)
خَٓائِنَةٍ
hainlik
مِنْهُمْ
onlardan
اِلَّا
hariç
قَل۪يلًا
pek azı
مِنْهُمْ
içlerinden
فَاعْفُ
yine de affet
عَنْهُمْ
onları
وَاصْفَحْۜ
ve aldırma
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
يُحِبُّ
sever
الْمُحْسِن۪ينَ
güzel davrananları
Diyanet Vakfı Meali
Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
Suat Yıldırım Meali
İşte o Yahudileri, verdikleri kesin sözü bozduklarındandır ki lânetledik, onların kalplerini katılaştırdık. Böylece onlar kelimeleri yerlerinden oynatarak tahrif ederler. Kendilerine tebliğ edilen hususlardan pek çoğunu unuttular. Onların pek azı hariç olmak üzere, onlar tarafından devamlı olarak hainlik görürsün. Yine de sen onları affet, aldırma. Çünkü Allah iyilik edenleri sever. [2, 75; 3, 7; 4, 46]