Mâide, 5/117
Cüz
Hizb
Sayfa
117
مَا
قُلْتُ
ben söylemedim
لَهُمْ
onlara
اِلَّا
başka
مَٓا
şeyden
اَمَرْتَن۪ي
bana emrettiğin
بِه۪ٓ
onu
اَنِ
اعْبُدُوا
kulluk edin
اللّٰهَ
Allah'a
رَبّ۪ي
benim Rabbim
وَرَبَّكُمْۚ
ve sizin Rabbiniz olan
وَكُنْتُ
idim
عَلَيْهِمْ
onlar üzerine
شَه۪يدًا
şahid
مَا
دُمْتُ
olduğum sürece
ف۪يهِمْۚ
onların içinde
فَلَمَّا
fakat
تَوَفَّيْتَن۪ي
sen beni vefat ettirince
كُنْتَ
sen oldun
اَنْتَ
sen
الرَّق۪يبَ
gözetleyen
عَلَيْهِمْۜ
onları
وَاَنْتَ
ve sen
عَلٰى
üzerine
كُلِّ
her
شَيْءٍ
şey
شَه۪يدٌ
şahitsin
Diyanet Vakfı Meali
Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyle görensin.
Suat Yıldırım Meali
116, 117, 118. Hem Allah Teâlâ: “Ey Meryem oğlu İsa! ” Sen mi insanlara “Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin” dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: “Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz. ” “Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin. ”“Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: “Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. ”“Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin. ” [4, 172]