Kehf, 18/49
Cüz
Hizb
Sayfa
49
وَوُضِعَ
(ortaya) konulmuştur
الْكِتَابُ
Kitap
فَتَرَى
ve görürsün
الْمُجْرِم۪ينَ
suçluların
مُشْفِق۪ينَ
korkarak
مِمَّا
ف۪يهِ
onun içindekilerden
وَيَقُولُونَ
ve dediklerini
يَا
ey
وَيْلَتَنَا
vah bize
مَا لِ
ne oluyor
هٰذَا
bu
الْكِتَابِ
Kitaba
لَا
(hiçbir şey)
يُغَادِرُ
bırakmıyor
صَغ۪يرَةً
(ne) küçük
وَلَا
ne de
كَب۪يرَةً
büyük
اِلَّٓا
اَحْصٰيهَاۚ
her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor
وَوَجَدُوا
ve bulmuşlardır
مَا
şeyleri
عَمِلُوا
yaptıkları
حَاضِرًاۜ
hazır
وَلَا
ve
يَظْلِمُ
zulmetmez
رَبُّكَ
Rabbin
اَحَدًا۟
kimseye
Diyanet Vakfı Meali
Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. «Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!» Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Suat Yıldırım Meali
İşte herkesin hesap defteri önüne konuldu. Mücrimlerin defterdeki kayıtlardan korktuklarını ve şöyle dediklerini görürsün: “Eyvah bize! Bu deftere de ne oluyor? Ne küçük komuş, ne büyük, yazılmadık şey bırakmamış! ”Böylece yaptıkları her şeyi yanlarında buldular. Şu kesin ki Rabbin kimseye zulmetmez. [3, 30; 75, 13; 4, 40; 21, 47]