Kalem, 68/44
Cüz
Hizb
Sayfa
44
فَذَرْن۪ي
bana bırak
وَمَنْ
kimseyi
يُكَذِّبُ
yalanlayan
بِهٰذَا
bu
الْحَد۪يثِۜ
sözü
سَنَسْتَدْرِجُهُمْ
onları derece derece yaklaştıracağız
مِنْ
حَيْثُ
yerden
لَا
يَعْلَمُونَۙ
bilmedikleri
Diyanet Vakfı Meali
(Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
Suat Yıldırım Meali
44, 45. O halde sen bu şerefli sözü, Kur'ân'ı yalan sayanı Bana bırak! Biz onları, bilmedikleri, farkına varmadıkları bir yerden, yavaş yavaş azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veriyorum! Doğrusu Ben'im düzenim, pek sağlamdır. [23, 55-56; 6, 44; 3, 196-197; 7, 182-183]