İbrahim, 14/44
Cüz
Hizb
Sayfa
44
وَاَنْذِرِ
ve uyar
النَّاسَ
insanları
يَوْمَ
güne (karşı)
يَأْت۪يهِمُ
kendilerine geleceği
الْعَذَابُۙ
azabın
فَيَقُولُ
ve diyecekleri
الَّذ۪ينَ
ظَلَمُوا
zalimlerin
رَبَّنَٓا
Rabbimiz
اَخِّرْنَٓا
bizi ertele
اِلٰٓى
-ye kadar
اَجَلٍ
bir süre-
قَر۪يبٍۙ
yakın
نُجِبْ
gelelim
دَعْوَتَكَ
senin çağrına
وَنَتَّبِعِ
ve uyalım
الرُّسُلَۜ
elçilere
اَوَلَمْ
تَكُونُٓوا
etmemiş miydiniz?
اَقْسَمْتُمْ
yemininizi
مِنْ
قَبْلُ
önceden
مَا
olmadığına
لَكُمْ
sizin için
مِنْ
hiçbir
زَوَالٍۙ
zeval
Diyanet Vakfı Meali
Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: «Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım» diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki:) «Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz?»
Suat Yıldırım Meali
Hem, azabın geleceği günü hatırlatarak insanları uyar! O gün zalimler: “Ey bizim Rabbimiz! diyecekler, ne olur, bize kısa bir süre ver de senin çağrına uyma imkânı bulalım ve peygamberlerin izince gidelim. ”Peki, daha önce hiç zeval bulmayıp sürekli yaşayacağınıza dair yemin eden siz değil miydiniz? [23, 99-100; 6, 27-28]