Hûd, 11/8
Cüz
Hizb
Sayfa
8
وَلَئِنْ
ve şayet
اَخَّرْنَا
geciktirsek
عَنْهُمُ
onlardan
الْعَذَابَ
azabı
اِلٰٓى
için
اُمَّةٍ
bir süre
مَعْدُودَةٍ
sayılı
لَيَقُولُنَّ
mutlaka derler
مَا
nedir?
يَحْبِسُهُۜ
onu alıkoyan
اَلَا
haberiniz olsun ki
يَوْمَ
gün
يَأْت۪يهِمْ
o geldiği
لَيْسَ
değildir
مَصْرُوفًا
geri çevrilecek
عَنْهُمْ
kendilerinden
وَحَاقَ
ve kuşatır
بِهِمْ
onları
مَا
şey
كَانُوا
oldukları
بِه۪
onu
يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟
alaya alıyor(lar)
Diyanet Vakfı Meali
Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka «Onun gelmesini engelleyen nedir?» derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır.
Suat Yıldırım Meali
Şayet Biz kendilerine azap göndermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: “Bu azabı alıkoyan sebep nedir? ” derler. İyi bilin ki o azap başlarına geldiği gün, artık onlardan geriye çevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur. ”