Hûd, 11/49
Cüz
Hizb
Sayfa
49
تِلْكَ
bunlar
مِنْ
اَنْبَٓاءِ
haberlerindendir
الْغَيْبِ
gayb
نُوح۪يهَٓا
vahyettiğimiz
اِلَيْكَۚ
sana
مَا
değildin
كُنْتَ
sen
تَعْلَمُهَٓا
onu biliyor
اَنْتَ
(ne) sen
وَلَا
ve ne de
قَوْمُكَ
senin kavmin
مِنْ
قَبْلِ
önce
هٰذَاۜۛ
bundan
فَاصْبِرْۜۛ
sabret
اِنَّ
şüphesiz
الْعَاقِبَةَ
sonuç
لِلْمُتَّق۪ينَ۟
takva sahiplerinindir
Diyanet Vakfı Meali
(Resûlüm!) İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin. O halde sabret. Çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır.
Suat Yıldırım Meali
İşte bunlar gayb olan birtakım haberlerdir. Onları sana Biz vahyediyoruz. Halbuki bu vahiyden önce onları ne sen, ne de milletin bilmezdiniz. Öyleyse onların red ve inkârlarına karşı sabret, dişini sık ve şüphen olmasın ki hayırlı âkıbet müttakilerindir (Sonunda kazananlar, Allah'ı sayıp O'nun emirlerini çiğnemekten sakınanlar olacaktır). [3, 44; 28, 46; 40, 51; 37, 171-172]