Hûd, 11/12
Cüz
Hizb
Sayfa
12
فَلَعَلَّكَ
belki de
تَارِكٌ
bırakacaksın
بَعْضَ
bir kısmını
مَا
يُوحٰٓى
vahyedilenin
اِلَيْكَ
sana
وَضَٓائِقٌ
ve daralacak
بِه۪
onunla
صَدْرُكَ
göğsün
اَنْ
dolayı
يَقُولُوا
demelerinden
لَوْلَٓا
değil miydi?
اُنْزِلَ
indirilmeli
عَلَيْهِ
ona
كَنْزٌ
bir hazine
اَوْ
veya
جَٓاءَ
gelmeli
مَعَهُ
beraberinde
مَلَكٌۜ
bir melek
اِنَّمَٓا
ancak
اَنْتَ
sen
نَذ۪يرٌۜ
bir uyarıcısın
وَاللّٰهُ
Allah ise
عَلٰى
üzerine
كُلِّ
her
شَيْءٍ
şey
وَك۪يلٌۜ
vekildir
Diyanet Vakfı Meali
Belki de sen (müşriklerin:) «Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!» demelerinden ötürü sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını (duyurmayı) terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. (İyi bil ki) sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekîldir.
Suat Yıldırım Meali
İmdi, senin de muhatap olduğun imtihan icabı ey Resûlüm, o müşriklerin: “Ona bir hazine indirilse ya! ” veya “beraberinde bir melek gelse ya! ” demelerinden ötürü, belki de göğsün daralarak sana vahyolunanın bir kısmını terk edecek olursun. Fakat sen böyle yapmazsın ve yapma! Zira sen sadece uyaran bir elçisin. Bütün işleri düzenleyen, herkese lâyık olduğu neticeyi verecek olan ise Allah Teâlâdır. [3, 173; 25, 7-8; 15, 97-98]