Hûd, 11/116
Cüz
Hizb
Sayfa
116
فَلَوْلَا
değil miydi?
كَانَ
bulunmalı
مِنَ
-den
الْقُرُونِ
nesiller-
مِنْ
قَبْلِكُمْ
sizden önceki
اُو۬لُوا
sahipleri
بَقِيَّةٍ
fazilet
يَنْهَوْنَ
alıkoyan
عَنِ
-tan
الْفَسَادِ
fesat-
فِي
الْاَرْضِ
yeryüzünde
اِلَّا
dışında
قَل۪يلًا
çok azı
مِمَّنْ
kendilerini
اَنْجَيْنَا
kurtardığımız
مِنْهُمْۚ
onlardan
وَاتَّبَعَ
peşine takıldılar
الَّذ۪ينَ
kimseler
ظَلَمُوا
zulmedenler
مَٓا
اُتْرِفُوا
bulundukları refahın
ف۪يهِ
içinde
وَكَانُوا
ve oldular
مُجْرِم۪ينَ
suçlu kimseler
Diyanet Vakfı Meali
Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.
Suat Yıldırım Meali
Sizden önceki nesillerde, dünyada fesat ve düzensizliği menedecek, böylece onları helâk olmaktan koruyacak idrâk ve fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onların içinden görevlerini yaptıklarından ötürü kurtardığımız az kimse var. Zalimler ise içinde bulundukları refahın ardına düştüler. Doğrusu onlar suçlu kimselerdi.