Furkân, 25/40
Cüz
Hizb
Sayfa
40
وَلَقَدْ
ve andolsun
اَتَوْا
vardılar
عَلَى
الْقَرْيَةِ
kente
الَّت۪ٓي
اُمْطِرَتْ
yağmura tutulan
مَطَرَ
yağmuruna
السَّوْءِۜ
bela
اَفَلَمْ
-mıydı?
يَكُونُوا
يَرَوْنَهَاۚ
onu görmüyorlar-
بَلْ
hayır
كَانُوا
onlar
لَا
يَرْجُونَ
ummuyorlardı
نُشُورًا
tekrar dirilip kalkmayı
Diyanet Vakfı Meali
(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
Suat Yıldırım Meali
Şu Kureyş müşrikleri, belâ yağmuruna tutulan, üstüne taş yağdırılan şehire de vardılar. Peki, orada olup biteni fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler. [26, 174; 37, 137-138; 15, 76-79]