A’râf, 7/203
Cüz
Hizb
Sayfa
203
وَاِذَا
zaman
لَمْ
تَأْتِهِمْ
onlara getirmediğin
بِاٰيَةٍ
bir ayet
قَالُوا
derler
لَوْلَا
keşke
اجْتَبَيْتَهَاۜ
bunu da derleseydin ya
قُلْ
de ki
اِنَّمَٓا
ben ancak
اَتَّبِعُ
uyuyorum
مَا
şeye
يُوحٰٓى
vahyolunana
اِلَيَّ
bana
مِنْ
-den
رَبّ۪يۚ
Rabbim-
هٰذَا
bu (Kur'an)
بَصَٓائِرُ
basiretlerdir
مِنْ
-den
رَبِّكُمْ
Rabbiniz-
وَهُدًى
ve yol göstericidir
وَرَحْمَةٌ
ve rahmettir
لِقَوْمٍ
bir toplum için
يُؤْمِنُونَ
inanan
Diyanet Vakfı Meali
Onlara bir mucize getirmediğin zaman, (ötekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana uyarım. Bu (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir.
Suat Yıldırım Meali
Onlara keyfî olarak istedikleri bir âyet veya mûcize getirmediğin zaman“Hiç değilse bir şeyler bulup buluştursaydın yâ! ” derler. De ki: “Ben, sadece Rabbimden ne vahyolunursa ona tâbi olurum. Bütün bu Kur'ân Rabbinizden gelen basiretlerdir, gönül gözlerini açan, gerçekleri gösteren nurlardır. İman edecek kimseler için hidâyet ve rahmettir. ” [2, 129; 6, 104]