A’râf, 7/161
Cüz
Hizb
Sayfa
161
وَاِذْ
zaman
ق۪يلَ
denildiği
لَهُمُ
onlara
اسْكُنُوا
oturun
هٰذِهِ
şu
الْقَرْيَةَ
kentte
وَكُلُوا
ve yeyin
مِنْهَا
orada
حَيْثُ
yerden
شِئْتُمْ
dilediğiniz
وَقُولُوا
ve deyin
حِطَّةٌ
\"affet\
وَادْخُلُوا
ve girin
الْبَابَ
kapıdan
سُجَّدًا
secde ederek
نَغْفِرْ
bağışlayalım
لَكُمْ
sizin
خَط۪ٓيـَٔاتِكُمْۜ
hatalarınızı
سَنَز۪يدُ
biz daha fazlasını da vereceğiz
الْمُحْسِن۪ينَ
iyilik edenlere
Diyanet Vakfı Meali
Onlara denildi ki: Şu şehirde (Kudüs'te) yerleşin, ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yeyin, «bağışlanmak istiyoruz» deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ileride ihsanımızı daha da artıracağız.
Suat Yıldırım Meali
O vakit onlara denildi ki: “Şu şehre (Kudüs'e) yerleşin, oranın ürünlerinden dilediğiniz şekilde yiyin, yararlanın, “Affet bizi ya Rebbenâ! (hıtta)” deyin ve şehrin kapısından tevazû ile eğilerek girin ki suçlarınızı bağışlayalım. İyi ve güzel davrananlara, ayrıca daha fazla mükâfatlar vereceğiz. ”