A’râf, 7/101
Cüz
Hizb
Sayfa
101
تِلْكَ
işte o
الْقُرٰى
ülkeler
نَقُصُّ
anlatıyoruz
عَلَيْكَ
sana
مِنْ
-nden
اَنْبَٓائِهَاۚ
onların haberleri-
وَلَقَدْ
ve andolsun
جَٓاءَتْهُمْ
onlara getirmişlerdi
رُسُلُهُمْ
elçileri
بِالْبَيِّنَاتِۚ
açık deliller
فَمَا
fakat hayır
كَانُوا
onlar
لِيُؤْمِنُوا
inanmadılar
بِمَا
ötürü
كَذَّبُوا
yalanladıklarından
مِنْ
قَبْلُۜ
önceden
كَذٰلِكَ
işte böyle
يَطْبَعُ
mühürler
اللّٰهُ
Allah
عَلٰى
üzerini
قُلُوبِ
kalbleri
الْكَافِر۪ينَ
kafirlerin
Diyanet Vakfı Meali
İşte o ülkeler... Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi. İşte kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler.
Suat Yıldırım Meali
İşte o ülkelerin haberlerinden bir kısmını sana böylece anlatıyoruz. Oraların halklarına peygamberlerimiz açık deliller, mûcizeler getirdiler. Fakat onlar iman etmediler. Çünkü ondan önce tekzip ve inkâr etmeyi âdet haline getirmişlerdi. Allah kâfirlerin kalplerini işte böyle mühürler! [17, 15; 11, 101-102]