Ankebût, 29/33
Cüz
Hizb
Sayfa
33
وَلَمَّٓا
ne zaman ki
اَنْ
جَٓاءَتْ
geldi
رُسُلُنَا
elçilerimiz
لُوطًا
Lut'a
س۪ٓيءَ
fenalaştı
بِهِمْ
onlar yüzünden
وَضَاقَ
ve daraldı
بِهِمْ
onlar hakkında
ذَرْعًا
huzursuzca
وَقَالُوا
ve dediler
لَا
تَخَفْ
korkma
وَلَا
ve ne de
تَحْزَنْ۠
üzülme
اِنَّا
elbette biz
مُنَجُّوكَ
seni kurtaracağız
وَاَهْلَكَ
ve aileni
اِلَّا
yalnız
امْرَاَتَكَ
karın
كَانَتْ
olmuştur
مِنَ
-dan
الْغَابِر۪ينَ
kalacaklar-
Diyanet Vakfı Meali
Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler.
Suat Yıldırım Meali
Elçilerimiz Lût'a gelince, onları, halkının tecavüzlerinden koruyamayacağı düşüncesiyle üzüldü, eli kolu bağlanıp göğsü daraldı. Onlar dediler ki: “Bizden yana endişe etme, üzülme! Biz seni ve yakınlarını kurtaracağız, yalnız eşin geride kalanlar arasında yer alacaktır. ”